Türk Dünyası Uyanıyor: Diplomasiyle Kurulan Bir Gelecek
KKTC’de yapılacak TDT Aksakallılar Konseyi toplantısı, yalnızca bir zirve değil, bir duruş beyanıdır.
Son günlerde Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) üye bazı ülkelerin Avrupa Birliği ile imzaladığı anlaşmalar, hatta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde elçilik açma girişimleri, büyük soru işaretleri doğurdu. Peki bu gelişmeler ne anlama geliyor?
Türk birliği bir hayal mi, yoksa sancılı bir doğumun ayak sesleri mi?
Bu sorulara verilecek cevabı, 1-2 Mayıs tarihlerinde KKTC’de yapılacak TDT Aksakallılar Konseyi toplantısı verecek.
Birlikte düşünelim:
TDT neden böyle bir toplantıyı Lefkoşa’da yapma kararı aldı?
Bu sadece bir “gönül alma” hamlesi mi, yoksa “Türk dünyası artık farklı bir akılla yürüyecek” mesajı mı?
Aslında bu adım, tarihi bir stratejinin işaretidir.
Bugüne kadar genellikle kültürel iş birlikleriyle sınırlı kalan Türk devletlerinin, artık jeopolitik alanlara doğrudan müdahil olmaya başladığının işaretidir. KKTC’de yapılacak bu toplantı, şu açık mesajı vermektedir:
> “Türk dünyası, Batı’nın gölgesinde değil, kendi gökkubesi altında birleşecek.”
Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmalar elbette her ülkenin egemen hakkıdır. Ancak bir Türk devletinin, hâlâ işgal altındaki Kıbrıs Türk toprağını tanımayan bir Rum yönetiminde elçilik açması, sadece politik bir hata değil, tarihsel hafızaya bir kayıttır.
Bu noktada KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın uyarısı da oldukça yerinde:
"Birlik duygusunu zedeleyecek adımlardan kaçınmak, kardeşliğe gölge düşürmemek gerekir."
TDT, artık sadece bir sembol olmaktan çıkmalı.
Ekonomik, askerî, diplomatik ve stratejik anlamda birbirine kenetlenen bir Türk bloğu oluşturulmalı.
Çünkü dünya çoktan yeni bloklara ayrıldı. Atlantik ile Asya arasında oluşan yeni güç dengesi içinde, Türk dünyası kendi yerini belirlemek zorundadır.
Türkiye bu birliğin sadece kalbi değil, aynı zamanda derin aklı olmalı.
Bu akıl, duygularla değil stratejiyle konuşmalı. Kardeş devletlere nasihat değil, yön gösteren bir model sunmalı.
Kıbrıs’taki toplantı; sadece Rumlara, AB’ye veya Batı’ya bir mesaj değil…
En çok da Türk devletlerine ve dünyaya bir uyarıdır:
> “Kendinize gelin! Sizi gerçek anlamda anlayacak olan Brüksel değil, Ankara’dır.”
Artık hayal değil, plan zamanı.
Artık tepki değil, strateji zamanı.
Artık sessiz kalmak değil, dünya sahnesinde söz söyleme zamanı.
TDT’yi hafife alanlara değil, ciddiye alanlara ihtiyaç var.
Çünkü bu coğrafyanın kaderi artık yazılmak değil, yazılacak olanı birlikte yazmaktır.
Yeni Dünya yönetimine hazır olun.
Strateji Uzmanı
Gazeteci Yazar
Gökalp Şentürk
FACEBOOK YORUMLAR